Bası İle İlgili Yapılan Bir Araştırma

Bası


"Ilgın (Konya) ve köylerindeki halk edebiyatı ürünleri üzerine bir inceleme" adında NURSEHER KOÇER tarafından 2006 yılında hazırlanan tezin 26-28. sayfalarında bulunan Aşağı Çiğil evlerinde kullanılan duvar kaplaması bası ile ilgili bilgiler.



Yöresel Duvar Boyası: “Bası”: 


       Ilgın’ın Çiğil yöresine özgü bir duvar boyası olan “bası”yı keşfeden ve bu halk buluşunu kültürümüze kazandıran Yrd. Doç. Dr. G. Tarıman CENİKOĞLU’dur. Cenikoğlu, basıyı Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce 04-06 Mart 2004 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Müzelenmesi Sempozyumu”na bildiri olarak sunmuştur. Cenikoğlu’na göre “bası” adı, Türkçe basmak mastarından türetilen bir halk buluşudur. Bu kelimenin etimolojik yapısı: Bası/bası-ı (bas-fiil kökü ile –ı fiilden isim yapım ekinden meydana gelmektedir.) Büyük bir ihtimalle bu yöresel boya, duvara elle bastırılarak sürüldüğü için bu adı almıştır. Genellikle Aşağıçiğil Kasabası evlerinin mimari tarzı, taş ve kerpiçten iki katlı ve toprak damlı olup, alt katta ahır, samanlık, kiler, ambar ve depo bulunmakta, ailenin fertleri ise ikinci katta oturmaktadırlar geleneksel ahşap mimarinin hakim olduğu bu eski evlerde cumbalar bulunmakta olup, çatıları ise toprak damlardan meydana gelmektedir. Yeni yapılan evlerin çatıları kiremit kaplı olup cumbaların yerini modern balkonların aldığı görülmektedir. 


Duvar Kaplaması Bası Nasıl Yapılır?


Aşağıçiğil’deki kaynak kişilerin verdiği bilgilere göre, Orta Asya kökenli otantik bir yöresel boya olan “bası”nın ham maddesi, beldenin dağlarından çıkarılan boz, sarı ve kızıl renkli toprak, su ile yine bu yörede ekilen haşhaş bitkisinden üretilen yemeklik haşhaş yağıdır. Ayrıca bu duvar boyasının hazırlanmasında araç olarak mala, oval üzeri pürüzsüz düz bir deniz taşı ile bir bez parçası kullanılmaktadır. Bu boya; Aşağıçiğil ile birlikte, Yukarıçiğil, Başköy, Balkı, Göstere ve Geçit gibi kasaba ve köylerde de bilinmektedir. 

Tarıman Cenikoğlu; genellikle hanımların işi olan bu zanaatın, usta-çırak geleneğiyle nesilden nesile günümüze kadar gelmiş olduğunu belirtmektedir. Yöresel bu boya, taban ya da duvarlara sürülmeden önce boyanacak alanın kabaca temizlenmesi gerekir. Duvarların taş, tuğla, kerpiç ya da ahşap malzemeden yapılmış olmasının önemi yoktur. Geleneksel sivil mimarinin egemen olduğu bu yörede evlerin çoğunda bası kullanılır. Odanın kolay kirlenmemesi için, bası’nın koyu renkli tonları tercih edilir. Çamur harcı şeklindeki karışımın, mala ile hanım ustalar tarafından boyanacak zemine vurulmak suretiyle duvara yapışması sağlanır. Odanın tamamı bittikten sonra ince elekten elenmiş sarı / boz toprak, eriyik haline getirilip boyanan yerlerin parlak olması için cilalanır. Bir bez parçası ile yüzeyin pürüzlü olan yelerinin daha düzgün hale gelmesi için silinir. Bu yapılan işlemlerin ardından silinen yerler, oval-yassı ve üzeri pürüzsüz yumurta büyüklüğünde bir deniz taşı avuç içine alınarak boyalı yerlere bastırılarak sürülür. Boyanmış yerler bir hafta kadar kurumaya terk edilir. Onun üzerine kızıl topraktan yapılmış eriyik, bezle tekrar sürülür. Takriben 20 kg. haşhaş yağı bir kazanda kaynatılır. Boyama işlemi, hangi odadan başlanacaksa yağ, parça parça ısıtılır ve bir bezle duvarlar sürtülüp parlatılır. Yağlama işi bittikten sonra kuru bir bezle her yer tekrar silinir. Duvarlar üç-beş gün kurumaya terk edildikten sonra beton gibi sertleşmesi sağlanır. Daha sonra yağ kokusu çıkması için bir müddet kapı ve pencereler açık tutulur. Yöre insanları, bası boyası ile boyanan odalarda iyi bir yalıtım sağlandığı, bu evlerin kışın sıcak, yazın ise serin olduğunu söyler.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski